2 Ağustos 2013 Cuma

Be careful what you wish for

Gün içerisinde kendi kendime, detaylı düşünmeden, anlık istediğim, dilediğim ne varsa oluyor arkadaş. Olduktan sonra fark ediyorum. Bu ne ya? Aylar, yıllardır istediğim şeyler dururken kenarda niden böyle spontane istediğim şeyler oluyor he? Neden yani neden?

Hayır bi' de isteklerim gerçekleştikten sonra, acaba olmasa daha mı iyiydi diye de düşünmüyor değilim.
Öyle mal olmuşum gibi anlayamamışım. Öyle bakmasana kız yoksa aşık olurum bak, yanarsınmış. Devamını duyamamışım. Çok geç oldu bunu hatırlatmaları için. Bilmeseydim keşke. Hatırladıkça tazeliğini koruyor tüm anılar.

18 Temmuz 2013 Perşembe

benden önce benden sonra

Hayatına girdiğim her insan benden sonra mutluluğu yakalarken-ya da benimle birlikteyken- benim bir türlü mutlu olamayışımı ne yapacağız? Şimdiye kadar yaşadığım yakınlaşmaların da sanırım sadece iki tanesi hariç hiçbirinde odaklanamadım, zevk alamadım doğru düzgün.

YA NİYE BU KADAR SORUNLUYUM NİYE??!!


16 Temmuz 2013 Salı

Lise diplomam elimde gösterecek kimsem yok.

ateşle barut yan yana durmaz(mı?)

Neden olduğunu anlamadığım bir şekilde ne zaman biriyle bir ilişkim ya da ilişkiye yakın bir iletişimim olsa, hep bu seferkinin karşı taraf için de benim için de farklı olacağına inanıyorum. Yani öyleymiş gibi geliyor.
Tabii her ilişki farklıdır, ondan bahsetmiyorum. Sanki iki taraf için de en farklı ya da ne bileyim en değişik, en unutulmaz vs. ilişki olacakmış gibi. Şimdiye kadar en unutulmaz ilişki olmasa da çoğu ilişkimde farklı bir etki bıraktım sanırım. Ya da öyle anlamak istediğim için bana öyle geliyor.

Şu sıralar aykırı psikoloğumun hayatındaki alelade ilişkilerden-belki de kaçamaklardan- biri olduğumu idrak ettiğim bir süreçten geçiyorum. Üzülüyorum.
Kabul etmek istemedim aslında. Hala da istemiyorum. Biraz da egom mu var ne? Nasıl beni özlemez ya da nasıl benimle konuşmak istemez'le başlıyor sorgularım, her şey yalan mıydı'ya kadar gidiyor ardından. Biraz türk filmi biraz saf(veya salak) kız tadında.

Neden hiçbir erkekle ilişkimi arkadaşlık seviyesinde tutamıyorum? Arkadaş olduğum karşı cins ya eski sevgililerimin arkadaşları ya da arkadaşlarımın sevgilileri. Ki sevgililerimin arkadaşlarının bazıları bile arkadaşlık seviyesinde kalmış değil.

Sorunu karşı tarafta aramaktan vazgeçtim. Bende olduğunun farkındayım. Ama özüne inemiyorum meselenin, gerçekten çözümleyemiyorum. Sonu gelmez bir ilgi arayışı?.. İlgi gelsin, nerden gelirse gelsin gibi bir tavrım mı var acaba. Babam ben küçükken benimle ilgilenmedi mi de böyle bir ihtiyaç içerisindeyim? Belki de gerçek bir psikoloğa ihtiyacım var.

Ya da gerçekten de ateşle barut yan yana durmuyor mu?

15 Temmuz 2013 Pazartesi

Gülüyorsun, gülme.

Uzun bir süre uzun saçlı erkek görmek istemiyorum. Ve kumral. Ve güzel gülümseyen. Ve dağ yürüyüşü yapan.

Güzel gülen erkeklerle beraber gülmeyin. Onların gülüşüne bakmayın. Faturası ağır olur.

Benden söylemesi.

13 Temmuz 2013 Cumartesi

öyle bakmasana kız aşık olucam bak yoksa*

İlkokul ve ortaokuldaki aşk sandığın şeylerin ne kadar saçma ve komik olduğunu lisede anlarsın. Ciddi olduğunu sandığın birtakım hisler yaşarsın ardından. 

İlk önce ilk ciddi tutulmanı yaşarsın mesela. Sonra biriyle konuşup gerçekten aşık olduğuna emin olursun. Aşk biter sevgin devam eder ta ki umudun tükenene dek. Onu unutursun. Kolay olmaz, yara bandı misali ilişkiler yaşarsın. 

Sonra yepyeni bir sayfa açabileceğin biri geldi sanırsın onu da sebepsiz aldatana kadar. Sonrasında o da seni aldatır ve o ilişki de biter zaten. 

En sonunda sadece Cemal Süreya hakkında saatlerce konuşabileceğin birini bulmayı dilersin. Tatlıcı*nın sana kattığı en büyük, en güzel ve en özel şey budur zaten. Süreya'dan daha iyi ne katabilir bir insan, diğerine? 

O insanı da bulursun ancak dengesiz dönemine denk gelmiştir. O daha çok bağlanmıştır sen yine kovalanan tarafta kalmışsındır ve uzaklaşmışsındır. 

Zaten ayrıldığın erkek arkadaşın ve eski dostunu da epey özlemektesindir. Bu özlemin faturası sana her motor sesi duyduğunda sağa sola deli gibi bakıp onu görmeye çalışmak olarak kesilmiştir. 

En sonunda elinde kalan şey, anlamsız ilişkilerle ve ilişki dışı görüşmelerle-takılmalarla dolu bir geçmiştir. Sonra öyle birini görürsün ki şimdiye kadar gördüklerinin ne kadar manasız olduğunu kanıtlar niteliktedir. Olgundur, ne konuşacağını biliyordur, bir kadına nasıl iltifat edileceğinin farkındadır. 

Ciddi bir ilişki için zaten yeterince yüksek olan kriterlerini bir anda en üst kademeye taşımıştır. Ve sen daha sadece 18 yaşındasındır. Üç günlük tanıdığın bir adam seni ilk defa bu kadar etkileyebilmiştir. Şaşkınsındır. Şoktasındır. Beynin sana 'Bu yanlış, o çok büyük.' derken onu görmek için deli gibi atan kalbin, 'Yanlış olan ne var?' demektedir sanki. 

Sonra tatil biter. Eve dönüp hiçbir şey olmamış gibi yaşamaya devam etmek zorunda kalırsın. Zaten hiçbir şey de olmamıştır, muhtemelen de asla olmayacaktır. Sana da koyan budur aslında. Bir şeylerin asla olmama ihtimalidir. Her şey için çok geç kalındığı ihtimalidir. Bu sitenin url'sidir. Kaybetmek için erken ama sevmek için çok geç'tir. Fazla geçtir. 

Karışık sinyaller almam benim suçum muydu ki?